20 Aralık 2008 Cumartesi

Duygusal Sözler

“Bu sana son yazışım” diye başlayan bir mektup var şu an karşımda

“Bu sana son sözüm” dermiş gibi bakan Simsiyah harflerle kirletilmiş, bembeyaz
bir sayfa Neresinden bakılsa acı, hangi satırından başlansa hüzün, hangi kelimesi okunsa güvensizlik

Oysa ki benim; batan güneşin ardından sarıldığım, tepeden aşağı inerken, çakıl
taşlarıyla birlikte yuvarlandığımda düşündüğüm biri var…

“Bu sana son yazışım…” bir ayrılığın ilanı gibi, ölünün üzerine son kürek toprak, gözdeki son damla, son kez el sallamak gibi…

Oysa ki benim; Kışın soğuğunda, dalgaların kayaları dövdüğü anlarda, fırtınalarda savrulurken sığındığım biri var…

“Bu sana son yazışım” düşündüklerinin, hissettiklerinin ve yaşadıklarının benim için zerre kadar önemi yok demek değilse ne bu? Sen istediğini söyle, senin söylediklerinin hiç bir anlamı yok demek değilse ne bu?

Oysa ki benim; derinlerde soluksuz kaldığımda ve nefesimin bana ait olmadığını sandığımda, sonsuz gibi görünen karanlığın ortasında, umudumun tükendiği anlarda düşündüğüm biri var…

“Bu sana son yazışım…” diye başlayan ve sana hiç inanmadım, sana hiç güvenmedim diye devam eden satırar bunlar Üstelik inanmam ve güvenmem için yaptığın herşey boşa kürek çekmek, yetersiz, yersiz ve saçma çabalardan başka hiç birşey değil bunlar

Oysa ki benim; burnumda yağmur kokusu varken, bulutlar hızla akıp geçerken, ve çocuklar ağladığında, perdeler uçuştuğunda düşündüğüm biri var…

0 yorum: